ANGORA YÜNÜ
Türkiye’de
tekstil endüstrisinde kullanılan Angora yünü ihtiyacı tamamen dış alımla karşılanmaktadır.
Yıllar itibariyle tavşan yünü ithalat miktarları ve tutarı Çizelge 2’de
verilmiştir.
Çizelge 2.
1989-1997 yılları arasında tavşan yünü ithalatı (*)
YILLAR |
MİKTARI (Kg.) |
TUTARI (Dolar) |
1989 |
8322 |
240.254 |
1990 |
5352 |
126.088 |
1991 |
39017 |
729.849 |
1992 |
57328 |
759.740 |
1993 |
64805 |
426.665 |
1994 |
49450 |
783.591 |
1995 |
104806 |
1.721.487 |
1996 |
44035 |
751.985 |
1997 (Ocak-Haziran) |
19745 |
---------- |
(*)
Kaynak:Dış Ticaret Müsteşarlığı
Çizelgeden
de görüleceği gibi, 2-3 yıl dışında her artan miktarlarda tavşan yünü dış alımı
yapılmakta ve bunun için milyonlarca dolar dış ülkelere ödenmektedir. Hazine ve
Dış Ticaret Müsteşarlığı verilerine göre 1993 yılında 170kg. 1994 yılında ise
124kg.lık, tavşan yünü dışsatımı gerçekleşmektedir. Bu kaydadeğer olmayan düşük
miktardaki dışsatımın kaynağı ve amacı konusunda herhangi bir bilgiye
ulaşılamamıştır.
Dışalım
yapılan ülkeler arasında en büyük payı Çin almakta, bunu Almanya izlemektedir.
1994-1997 yılları arasında tavşan yünü dışalım miktarları çizelge 3’de
verilmiştir.
Çizelge 3.
Ülkelere göre tavşan yünü ithalatı (*)
|
Ülkeler |
1994 |
|
1995 |
|
1996 |
|
|
|
Miktar (kg) |
Tutarı ($) |
Miktar (kg) |
Tutarı ($) |
Miktar (kg) |
Tutarı ($) |
|
Fransa |
- |
- |
- |
- |
15012 |
225.809 |
Ankara tavşanı |
Almanya |
6360 |
90.520 |
7629 |
142.733 |
2000 |
37.458 |
Yünü |
İtalya |
- |
- |
- |
- |
559 |
9.850 |
|
İspanya |
- |
- |
150 |
2250 |
83 |
1840 |
|
Ukrayna |
- |
- |
- |
- |
3040 |
53.960 |
|
Çin |
43.090 |
693.071 |
82.015 |
1.350.695 |
37793 |
648.877 |
Şapka fötrü imali için |
İngiltere |
- |
- |
40000 |
94.080 |
- |
- |
Ankara tavşanı |
İspanya |
- |
- |
- |
- |
400 |
7.296 |
a.yünü |
Çin |
- |
- |
2000 |
37.164 |
160 |
3.328 |
(*)
Kaynak:Dış Ticaret Müsteşarlığı
Bilindiği
gibi son yıllarda gerileme göstermekle birlikte, ülkemizde %2 olan nufus artış
oranı yinede yüksek düzeydedir. 1965 yılından 1990 yılına kadar geçen 25 yıl
içerisinde çalışan (iktisaden faal) tarımsal nufusun toplam faal nufusa oranı
%71.92’den %53.66’ya düşmüştür. 1000 dekar tarımsal amaçlı alana düşen tarımda
çalışan nufus ise %38’den %45’e çıkmıştır. Tarımda iktisaden faal nufus başına
düşen tarımsal amaçlı alan ise %2 6.7’den %22.1’e gerilemiştir. (Çizelge 4)
Çizelge 4.
Tarım kesiminde iktisaden faal nufus (*)
|
1965 |
1970 |
1975 |
1980 |
1985 |
1990 |
Toplam nüfus |
31391421 |
35605176 |
40347719 |
44736957 |
50664458 |
56473035 |
İktisaden faal tarımsal nüfusun
toplam nüfusa oranı |
71.92 |
67.67 |
67.27 |
59.95 |
58.95 |
53.66 |
1000 dekar tarımsal amaçlı alana düşen
tarımda iktisaden faal nüfus (kişi) |
38 |
37 |
42 |
39 |
44 |
45 |
Tarımda iktiseden faal nüfus başına
düşen tarımsal amaçlı alan (dekar) |
26.7 |
26.9 |
23.7 |
25.6 |
22.9 |
22.1 |
(*)Kaynak: Gayrı
safi milli hasıla, yöntem ve kaynaklar. T.C. Başbakanlık Devlet İstatistik
Enstitüsü
Rakamlardan
da anlaşılacağı gibi, kırsal kesimde yaşayanların yaşam düzeyinin gerilemesi, kırsal
kesimden büyük şehirlere göçlere neden olmakta ve bu durumun yarattığı
sosyo-ekonomik sorunlar büyük boyutlara ulaşmaltadır. Yine, orman köylerinde
yaşayan on milyonu aşkın nufusun işsizlik sorunu, kalıcı çözümler üretilmesini
beklemektedir. Alınacak diğer önlemlerin yanında, kırsal kesimde yaşayanlatın
gelir düzeyini yükseltmek, yaşam koşullarını iyileştirmek amacıyla kırsal
kalkınmaya destek olmak üzere istihdam olanakları yaratacak tarımsal üretim
projelerine ihtiyac vardır.
Ankara
tavşanı yetiştiriciliği diğer amaçlı tavşan üreticiliğinden emek-yoğun bir
faaliyet kolu olmasıyla ayırt edilir. Dış ticaret rakamlarından da görüldüğü
gibi ülkemizde tüketilen tavşan yününün tamamı dış alımla karşılanmaktadır.
Ayrıca tekstil endüstrisinde kullanılan bu değerli, lüks ve pahalı ürünün, dış
satım olanaklarıda mevcuttur. Küçük alanlarda yoğun olarak üretilebilecek,
özellikle sınır tarım arazisine sahip orman içi köylerde çiftçiye, gerek bir
yan gelir,gerekse esas geliri sağlayacak ve atıl iş gücünü değerlendirecek,
önemli bir alternatif üretim potansiyelinin değerlendirilmesini ülke
ekonomisine katkı sağlıyacağı şüphesizdir.
Bir
tavşandan yılda oralama 800-900 g. kadar yün alınabilmektedir. Ankara
tavşanlarında yün verimi üzerine ırkın, cinsiyetin, yaşın, canlı ağırlığın,
mevsimin, gebelik durumunun, beslenmesinin ve kırkım ağırlığının önemli etkisi
olmasına karşın yün verimi ve yün kalitesi kalıtsaldır. Yün verimi üzerine
beslenme ve ısı gibi diğer faktörlerin indirek etkisi vardır. Bu yüzden
yetiştiricilikte sürekli olarak en verimli tavşanlar seçilerek, ırkın verim
özelliği yüksek tutulmalıdır. Fazla ve kaliteli yün almak, saf yetiştiricilik
yapmak, iyi bakım ve besleme şartları uygulamak ve seleksiyon yapmakla
mümkündür. Damızlık tavşanların ve yün üretiminde kullanılacak tavşanların
seleksiyonu 25.haftalık yaştaki kırkım sonuçlarına göre yapılır.
Ankara
tavşanlarında, dişilerde iki yün verimi erkeklerden %15-20 oranında daha
fazladır ve en yüksek kalitede yün dişilerden elde edilir. Yetikin dişi tavşan
yaklaşık olarak 4 kg. canlı ağırlığa ulaştığında yün verimi en yüksek
düzeydedir. Gebelik ve laktasyon dönemleri, yün verimini 1/3 oranında düşürür.
Yazın elde
edilen yünler sonbahar ve kışın elde edilenlere göre üç kat daha düşüktür.
İlkbahardaki yün verimi ise bu ikisi arasındadır. Yün verimi haziranda en
düşük, aralık ayında en yüksektir. Ayrıca, canlıağırlıkla yün verimi arasında
pozitif bir ilişki vardır. Ağırlık artıkça yün verimi artar. Canlı ağırlık 4
kat daha büyük olanalarda yün verimi en yüksektir.
Ankara
tavşanları 10-25 °C arsındaki sıcaklıklarda bakılır. Yüksek sıcaklık yem
tüketimini azaltır, yünün büyüme hızını ve sonuç olarak yün verimini düşürür.
Özellikle 30 °C gibi yüksek sıcaklıklarda yünün miktarı ve kalitesi düşer. Buna
karşın 5 °C gibi düşük sıcaklıklarda yünün miktarı artar. Ancak bu sıcaklıkta
tavşanlarda yem tüketimi çok artmakta ve birim yün başına gider yükselmektedir.
Ankara
tavşanlarının ana ürünü, yaklaşık % 75 oranında keratin içeren yün örtüsü
olduğu için, rasyonda alınan enerjinin her ünitesi başına daha çok proteine
ihtiyac vardır. Bu hayvanların rasyonlarında %116-17 oranında ham protein, 2898
kcal/kg sindirilebilir enerji ihiyacı vardır. Özellikle sülfür içeren amino
asitler (%0.6), lisin, metiyonin, sistin yüksek oranda rasyonda bulunmalıdır.
Bununla birlikte, gebelik sırasındaki beslenme, gelecekte yün üretecek
hayvanlar için özel bir öneme sahiptir. Çünkü tüy follikülünün oluşumu gebelik
süresiyle yakından ilişkilidir. Fotüsün derisindeki primer sentral
folliküllerin oluşmu gebeliğin 18.-20. günlerinde, primer leteral folliküllerin
gelişimi 22.-26. günlerde olur ve sekunder folliküller ise 27.-28. günlerde
gelişir. Eğer bu dönemlerde fakir besin maddeleri nedeniyle az miktarda tüy
follikülü gelişirse, daha sonra gereğinde fazla zengin besin maddeleri verilse
de yün üretimi yetersiz miktarda olur. Bir başka deyişle, gebe dişinin yeterli
düzeyde beslenmesi, yavruların yün veriminin yüksek olması açısından önemlidir.
YÜN ELDE ETME TEKNİKLERİ
Ankara tavşanlarında
her üç ayda bir, yani yılda 4 kez kırkım yapılmaktadır. Kıllar üç ayda en uygun
düzeye ulaşır ve bu dönemde kırkım yapılmazsa, yün kendiliğinden dökülmeye
başlar.
İlk kırkım
yaşı yaklaşık üç aydır. Ancak bu süre kışın dahada geç olabilir. Yavrular 7
haftalık olunca taranmaya alıştırılırlar ve haftada bir kez tarakla dikkatlice
taranırlar. Tarama yün kalitesini artırır. Tarağın kemikten olması tercih
edilir. Tarama için yumuşak tel bir fırçada kullanılabilir. Yavrular 6 aylık
olunca yünün kalitesi istenilen ölçüye ulaşır. Bu zamana kadarda yavrular
taranmaya alışmış olurlar.
Yün makas,
elektrikli veya el kırkım aletleriyle yapılan kırkımla veya yolma yöntemi ile
elde edilir. Ancak kırkım tekniği ile yün elde etmek, fazla acı vermemesi,
dolayısıyla daha az stresli olması, soğuğa karşı daha iyi bir koruma sağlaması,
daha az emek ve zaman harcanması, kısa kırkım aralıkları ile daha fazla yün
elde etme olanağı vermesi nedeni ile yolma tekniğinden daha çok tercih edilir.
Özel kırkım makaslarıyla deri üzerinde üç mm.’ye kadar yün bırakmak mümkündür.
Ancak,makasla yapılan kırkımda elde edilen kırpıntı yün oranı (10mm’den kısa )
fazladır. Bu değersiz yün kırpıntıları kırkımdan sonra yapılan düzeltmelerden
kaynaklanır. Ayrıca, kırkım sırasında deriye zarar vermemeye özen
gösterilmelidir. Özellikle memeler yaralanmaya karşı son derece hassastır.
Elektrikli kırkım aletleri ile, kışın ısı izolasyonunu sağlamak için deri
üzerinde 5mm. uzunluğunda yün bırakılabilir. Bir tavşanın kırkılması için 10-20
dakikalık bir zaman yeterlidir. Dolayısıyla elektrikli kırkım aletleri ile
işgücü ve zamandan tasarruf sağlanır. Yolma işleminde ise sadece kalın uçlu,
tam olgunlaşmamış kıllar alınır. Bu da yünün kaba görülmesine neden olur.
Ayrıca, yolma yönteminde ısı izolasyonu daha düşüktür. Bu işlem yaklaşık 30-40
dakika sürmektedir. Yolarak yün elde etme tüy dökme zamanında yapıldığı için,
bu teknik kullanıldığında iki yolum arasındaki süre kısaltılamaz.
Kırkım veya
yolma sonucu elde edilen yün bir kaç gün havalandırılır ve kalitesine göre
sınıflandırılır. Yünün parlaklığı, özgül ağırlığı, yumuşaklığı, kılın uzunluğu
ve çapı, keçeleşme ve kemp kıl oranı, kirlilik oranı yünün kalitesini
belirleyen unsurlardır.
ANGORA YÜNÜ DIŞ PAZARI
Angora; Yurtdışında çok yaygın olarak
kullanılmaktadır. Tekstil sektörünün hemen her türünde Angora Tavşanlarının
Yününden yararlanılmaktadır. Angora Tavşanlarından yararlanan başlıca ülkeleri;
İtalya, Fransa, Almanya, Şili, İsrail, Kore, Hindistan, Japonya olarak
sıralayabiliriz. Angora'nın Yünü Saf olarak'ta kullanıldığı gibi Birçok Suni ve
Sentetik karışımla İplik yapılmaktadır. Angora'nın içerisinde Moher,
Koton, Poliamit, Kaşmir, Lama hatta İpek karışımları bile vardır.
Yurtdışında ham Angora fiyatları hem çok farklı ve dalgalıdır. Yurtdışından Angora;
Onz olarak (Onz=İngiliz Ölçü Birimi 28.5 gr) alınır-satılır. 1 Onz yünün
fiyatı 2$-6$ arasında değişmektedir. Bu fiyatların internet sitelerinde de
görmek mümkündür. Yapılan araştırmalarda İngilteredki yün borsasında verilen
rakamlar :
6 cm ve üzeri (Super Grade ) 40$, 3-6 cm (First Grade ) 15$ ; 1 Kg
yüne söylenen rakamlardır. Özellikle Güney Amerika'da Angora (Hent Siping) El
yapımı ürünler olarak işlenir. El yapımı 1 adet kazak 250-300$ arasında
satılmaktadır. 1 Adet atkı 120$, 1 Çift Eldiven 40$ gibi çılgın fiyatlarla
satılmaktadır.
ANGORA YÜNÜ İÇ PAZARI
Angora iç pazarda uzun yıllar
kullanılan bir ürün olmuş, ancak üretimi olmadığı için milyonlarca dolar ödenip
dış pazardan karşılanmış, ithal edilmiştir. Ankara Ticaret Müsteşarlığı’ndan
alınan resmi verilere gore Türkiye, değişen yıllarda 50-120 ton arasında Angora
ithalatı yapıyor. Türkiye yapılan araştırmalara göre Angora (First Grade) 3-6
cm. Arasındaki yünü ithal etmiş ve genel olarak %30 Angora, %70 Mohen
ipliklerle kazak yapılmıştır. Bu yünler Avrupa’daki depolardan 1 kg.’ı
12-15$’dan satın alınmaktadır.
TAVŞAN GÜBRESİ
Tavşanlar
dengeli yemlerle beslenip, ızgaralı kafeslerde barındırılırsa, tavşan
kafesinden günde 250-400 g. Gübre ve 0.5-0.8 litre idrar alınabilir. Böyle bir
gübre diğer çiftlik gübrelerine göre daha zengin bir kimyasal yapıya sahiptir.
Özellikle tavşan gübresinin içerdiği nitrojen miktarı çok yüksektir. Çimen veya
diğer bitkileri yakmaz, toprakla karışması kolaydır. Tavşan gübresinden
çiçeklerin, seze bahçelerinin, çimenlerin, çit bitkisi ve ağaçların
gübrelenmesinde yararlanılır. Tarla bitkilerinde 4000 m² ‘lik alana 2-5 ton,
meyve bahçaelrinde 3-4 ton, sebze bahçelerinde ise 1 m² ‘lik alana yaklaşık
olarak 9- 10 kg.gübre kullanılır. Sebzeliklere ve ağaç sıraları arasına senede
bir kez gübre verilmektense bir kaç kez gübrelemek daha yararlıdır.
Tavşan
gübresinin bileşimi yedirilen yemin kalitesine, kullanılan yataklığın miktarına
ve kapsadığı nem miktarına göre değişmektedir. Pelet yemlerle veya selektörden
geçirilmiş dane yemlerle beslenen tavşanların gübrelerinde yabani ot tohumu
bulunmamaktadır.
Tablo 1.
Dengelenmiş Yemlerle Beslenmiş Tavşanların Kafeslerinin Altından Toplanmış
Gübrelerin Kimyasal Kompozisyonu
Ham maddeler |
|
Varenne ve ark., 1963 |
|
Franchet,1979 |
|
|||
Kuru madde (%) |
|
40-50 |
|
|
24-28 |
|
|
|
Toplam mineral madde (%) |
14-18 |
|
|
5-11 |
|
|
||
Azot (%) |
|
|
0.8-2.0 |
|
|
0.7-1.0 |
|
|
P2O 5 (%) |
|
|
1.0-3.7 |
|
|
0.9-1.8 |
|
|
K2O (%) |
|
|
0.2-1.3 |
|
|
0.5-1.0 |
|
|
CaO (%) |
|
|
0.9-3.4 |
|
|
0.4-2.0 |
|
|
Tablo 2.
Değişik Dönemlerdeki Tavşanların Gübre ve İdrar Üretim miktarları İle
Bileşimleri (lebas, 1977)
|
Günlük Üretim (g) |
N |
P2O5 |
K2O |
CaO |
DIŞKI Besideki genç tavşanlar Laktasyondaki
dişiler Üreme döneminde olmayan erginler |
40-50 150-200 70-80 |
1.5-1.7 1.2-1.5 2.0-4.0 |
2-5.5 -7 2-4 |
0.5 1.0-1.5 0.5 |
0.4-1.5 2.0-3.0 0.4-1.5 |
İDRAR Besideki genç tavşanlar
Laktasyondaki dişiler Üreme döneminde olmayan erginler |
80-110 250-300 100 |
1.0-1.3 1.0-1.3 1.0-1.3 |
0.05 0.02 0.08 |
0.8-1.2 0.7-0.8 0.9-1.2 |
0.4-0.6 0.15 0.6-0.7 |
Tavşanlardan
elde edilen gübre miktarının hayvanın yaşına, ağırlığına ve yedirilen yemin çeşidine
göre değişmektedir. Canlı ağırlığı 4.5-5.5 kg. kadar olan bir dişi ve 28 yavru
tavşandan yılda 0.173m³ gübre alınır. Canlı ağırlığı 4.5-5.5 kg. kadar olan bir
erkek tavşandan ise yılda 0.085m³ gübre toplanır.
Gübrenin
ağırlığı içerdiği su miktarına bağlıdır. Taze saf gübrenin 1m³ ‘ü 448kg. gelir.
havada kurumuş gübre ise 258kg. gelir. Genel olarak 3.44m³ gübre 1 ton gelir.
Eğer gübre
açık havada yığın halinde bırakılırsa değerinden çok kaybeder. Bunu önlemek
için aşağıda belirtilen şekilde saklanmalıdır:
10-30
cm.kalınlığında kesilmiş ot, yapraklar, küçük ağaç budama artıkları, gibi
maddeler serilerek üzerine 10-30 cm yükseklikte tavşan gübresi yayılır.
Hastalıklı sebzeler katılmamalıdır. Bunun üzerine az miktarda su serpilir. Eğer
gübrede bir kızışma görülürse bir dirgenle karıştırılır, bir miktar daha su
katılır. Nitrojen kaybını önlemek ve kokuların kontrolü için en üste 8-10 cm
toprak serpilir. Gübrenin değerini artırmak için bu karışıma az miktarda fosfat
veya alçıtaşı ilave edilmelidir. Bazı yakın bölgelerde az miktarda tavşan
gübresini tüketecek pazar varsa, beton üzerinde kurutulduktan sonra kırmasıyla
parçalanıp çuvallanarak satılabilir.
TAVŞAN ETİ
Ankara tavşanları sığır, tavuk, devekuşu, vs hayvanlara göre daha kaliteli
( protein oranı yüksek, kolesterol oranı düşük ) et verirler. Bu et verimi çok
ekonomik düzeydedir. Çünkü sığırlar 1 kg et verimi için 10 kg, koyunlar ise 6
kg yem tükettikleri halde tavşanlar 2-2.5 kg yeme karşılık 1 kg et verirler.
Tavşanların yetiştiriciliği yapılan hayvanlar içinde en hızlı ve
fazla üreme yeteneğine sahip olduğunu söylemeye gerek görmüyoruz. Tavşan eti protein,vitamin ve mineral madde bakımından diğer
etlere nazaran daha zengindir. Yağ oranı ise düşüktür ki bu istenen bir durumdur.
Tavşan eti kişiye göre değişen bir lezzettedir. Avrupa’da tavşan eti tüketimi
nispeten sınırlıdır. Çok yaygın değildir fakat son yıllarda özellikle yağ ve
kolesterol oranının düşüklüğü sebebi ile istek hızla artmaktadır. Latin
ülkelerinde ise çok revaçta olan, hatta özel zamanlarda yenen bir et türüdür.
ABD de ise tavşan eti tavuk eti tüketimi ile yarışabilecek kadar revaçtadır.
Dinsel açıdan sadece
Yahudilik dini tavşanı yasaklamıştır. İslam’a göre ise yenilebilen bir et
türüdür. Tavşan etinde kasın yumuşaklığı yaşa göre değişir. Ayrıca kas
fibrillerini destekleyen bağ dokunun tipine ve miktarına göre de farklılık
gösterir. Genç tavşanlarda et daha yumuşaktır; lakin lezzet yaşa bağlı olarak
gelişmektedir. Evcil tavşan eti beyaz, gevrek, kemik oranı düşüktür. Türkiye’de
hemen hiçbir yerde tavşan etinin satılmaması onun sevilmediğinden değil
üretiminin yok denecek kadar az olması ve pek bilinmemesindendir. Halihazırdaki
çiftlik sayısının artması ve özellikle paket halinde marketlerde satılması ülkemizde
büyük bir pazar açacaktır. Sığır etine alternatif olarak sunulan deve kuşu
etinin fiyatının çok yüksek olması (20.000.000) tavşan etine rakip olmasını
imkansız kılmaktadır .
Bu hayvanların sadece yünü, eti,
gübresi değil ve hatta derisi, kanı ve iç organlarından da faydalanılır.
Tavşanlar kalitesiz yemleri değerlendirerek ete dönüştürebilirler. Yani selüloz
oranı yüksek olan bitkilerdeki proteinleri değerlendirme kabiliyetleri vardır.
Bu besinler tavuk ve hindiler için gıda olarak kullanılamaz. Tavşanlar
verdikleri ürüne göre enerji ve proteini daha etkin kullanan tek hayvan
türüdür. Damızlık anaç ve erkekler tek tek kafeslerde beslenirler. Aynı ananın
yavruları 5-6 tavşan bir kafese gelecek şekilde yerleştirilirler. Bu yavrular
90-100 günlük olduklarında damızlık olanlar yine tek kafeslere, diğerleri
kesime yollanır.